Cam Uçurum: Kadınlar Zirveye Ulaştıklarında Aşağıya Bakmak Zorunda Kalıyor

Kadın liderler neden kriz dönemlerinde göreve çağrılıyor, sonra başarısızlıkla suçlanıyorlar? Glass ceiling ve glass cliff kavramlarını Türkiye ve dünyadan örneklerle anlatıyoruz.

Cam Uçurum: Kadınlar Zirveye Ulaştıklarında Aşağıya Bakmak Zorunda Kalıyor
Glass Cliff ve Marissa Meyer

Bir kadın nihayet zirveye ulaşıyor: CEO, genel müdür, parti lideri, başbakan. Yıllarca "cam tavan"la mücadele ederek tırmandığı merdivenin en üst basamağına varıyor ve o tavanı kırıp geçiyor… Ve o an fark ediyor: merdiven bir zirveye değil, bir uçuruma dayanıyormuş.

Kadınları zirveye taşıyan pozisyonun riskli bir zemin üzerine oturtulmuş olmasına glass cliff yani "cam uçurum" deniyor.

Cam Tavanı Aşan Kadın, Uçuruma Yaklaşıyor

Glass ceiling yani "cam tavan" tabirini duymuşsunuzdur: Kadınların yükselmesini engelleyen görünmez bariyer. Glass cliff yani "cam uçurum" ise kadınlar bu cam tavanı kırıp geçtikten sonra beliriveriyor.

Bu aşamada, artık bir engel değil, bir fırsat var ama bu fırsat çok riskli bir zeminde sunulmuş. Yapılan araştırmalara göre, kadınlar en üst pozisyonlara genellikle kriz anlarında, işler kötüye gittiğinde, hisseler değer kaybettiğinde, markalar zedelenmişken ve moral çökmüşken getiriliyor.

Tırman tırmanabilirsen

Glass Cliff Nedir?

Glass cliff terimi ilk kez 2005’te University of Exeter'da akademisyen olan Michelle Ryan ve Alex Haslam tarafından ortaya atıldı. “Cam Uçurum: Kadınların Riskli Liderlik Pozisyonlarında Orantısız Biçimde Yer Almasına Dair Bulgular” başlıklı British Journal of Management dergisinde yayımlanan makalelerinde bu durumu dünyada ilk defa bilimsel olarak ele aldılar. Yazarlar bu araştırmalarında, kadınların genellikle şirketlerin performansının düşüşte olduğu dönemlerde yönetici pozisyonlarına getirildiğini istatistiksel olarak gösterdiler.

Ryan ve Haslam, bu durumu grass ceiling kavramına bir ek olarak tanımladılar; kadınların nihayet cam tavanı kırdıklarında, kendilerini kırılgan ve riskli bir konumda bulduklarını tespit ettiler. Bu araştırma, kadın liderlerin genellikle şirketler kötüye gittiğinde göreve getirildiğini ve bu nedenle getirildikleri pozisyonda başarısızlık riskinin erkeklere kıyasla çok daha yüksek olduğunu gösterdi.

Yolun buraya çıkacağını nereden bilecektin ki

Bazı Tabirlerin Üzerinden Yeniden Geçelim

Cam Tavan (Glass Ceiling) kadınların (ve diğer dışlanan grupların) kariyerlerinde belirli bir seviyenin ötesine geçmesini engelleyen görünmez bariyerdir. “Cam” denir çünkü bu engel açıkça görülmez, kimse “kadın olduğun için yönetici olamazsın” demez ama sistem, bunu sessizce yapar. Kadınlar çalışır, yükselir, deneyim kazanır, ama bir noktada yükselişleri durur. Sebebi yetersizlik değil, kurumsal önyargıdır.

Kısaca bu kavram der ki:

Zirveyi görürsün, ama oraya ulaşamazsın.

Cam Uçurum (Glass Cliff) ise, cam tavanı kırdıktan sonra devreye girer. Kadınların genellikle kriz dönemlerinde, işler kötüye gittiğinde, başarısızlık riski yüksek pozisyonlara getirilmelerini tanımlar. Yani kadınlar sonunda koltuğa otururlar, ama koltuğun altı çoktan yanmıştır. Bu şartlarda başarırlarsa “mucize”, başaramazlarsa “kadın liderlik işe yaramıyor” denecektir.

“Uçurum” denmesinin sebebi tam da bu:

Zirveye çıkarsın, ama ayağının altı boştur.

Tek cümle ile iki kavramı özetleyecek olursak:

  • Cam tavan, kadınların yükselmesini engeller.
  • Cam uçurum, kadınları yükseldikten sonra aşağıya atmaya hazır bekler.
Michelle Ryan (solda) ve Alex Haslam

Kriz Zamanlarında Kadın Liderler

Kriz, bir kurumda ayna görevi üstlenir: Kim gerçekten güvenilir görülüyor, kim feda edilebilir bulunuyor, hepsi o anda açığa çıkar. Araştırmalar gösteriyor ki, çoğu zaman, tam da bu anda, sis bulutunun arkasından üst yönetim bir kadın lideri çıkarıp yetki veriyor.

Kriz anında kadınlara “yeni yüz”, “yumuşak geçiş”, “toparlayıcı figür” rolü biçiliyor. Ama gerçekte bu atamalar, çoğu zaman birer risk transferi anlamına geliyor: başarısızlık olasılığı yüksek bir durumda, sistem bu riski kadın liderin üzerine bırakıyor.

Susanne Bruckmüller ve Nyla R. Branscombe'un 2011 tarihli Harvard Business Review’da yayımlanan “Kadınlar Cam Uçurumun Kenarında Nasıl Biterler?" makalesi, aynı döngüyü teyit ediyor: Kadın liderler genellikle kriz anlarında “son umut” olarak çağrılıyor, kriz hafiflerse teşekkür edilip kenara alınıyor ve kriz derinleşirse suçlanıp şutlanıyor. Makalenin dayandığı araştırmalarını ResearchGate'de okuyabilirsiniz.

Açaydım kollarımı, gitme diyeydim veya kısaca Linda Yaccarino

Günümüz örnekleri de bu tabloyu doğruluyor.

  • Marissa Mayer Yahoo!’yu en son döneminde devraldığında şirket zaten çöküyordu.
  • Mary Barra General Motors’ta büyük bir güvenlik skandalının ortasında CEO oldu.
  • Linda Yaccarino, Twitter (X)’ın en kaotik döneminde koltuğa oturdu.

Ekonomik analizler, kadınların kriz dönemlerinde liderliğe atanma oranının erkeklere göre 2 ila 3 kat daha yüksek olduğunu gösteriyor. Yani kadın liderliğin yükselişi, eşit fırsattan çok eşitliksiz zamanlamanın sonucu.

Kadınlar, çoğu zaman batmakta olan geminin kaptanı olarak göreve çağrılıyor.

Politikadan Örnekler

Birkaç örnek de dünya politikasından verelim. Ülkeler ve ekonomiler krizdeyken kadın liderlerin belirdiğini birkaç ülkede görebiliyoruz. Çoğu örnekte, siyasi görüşlerden öte, kadın liderlerin iktidara geldiklerinde cam uçurumun ne kadar derin olduğu çok ortada.

Theresa May (Birleşik Krallık)

2016’da Brexit referandumunun ardından, İngiltere’nin politik düzeni tam anlamıyla kaosa girmişti. David Cameron istifa etti, ülke AB’den çıkış sürecinin nasıl yönetileceğini bilmiyordu. İşte o noktada sahneye Theresa May çıktı, hem de ilk kadın başbakan olan Margaret Thatcher’dan sonraki ikinci kadın lider olarak. Görevi devraldığında tablo netti: ekonomi belirsiz, siyaset bölünmüş, toplum kutuplaşmıştı. Yani klasik bir cam uçurum. Kriz çözülmeyince, sorumluluk da yine May’e kaldı, “ülkeyi birleştiremedi” ithamlarıyla istifa etti.

Liz Truss (Birleşik Krallık)

Birleşik Krallık’ın en kısa süre görev yapan başbakanı olan Liz Truss sadece 49 gün görevde kaldı. Truss, Boris Johnson’ın ardından göreve geldiğinde, ekonomi zaten zayıftı, enflasyon yükseliyordu, sterlin düşüşteydi. Yani yine bir enkaz devralma senaryosu mevcuttu. Uyguladığı ekonomi politikaları başarısız oldu, medya onu “ülkenin en kısa ömürlü lideri” diye yazdı. Ama asıl mesele şu: bu görevi bir erkek devralsaydı, o pozisyonu başarısız olmadan o şartlarda yürütmek mümkün olur muydu?

Theresa May (solda) ve Liz Truss

Julia Gillard (Avustralya)

2010’da İşçi Partisi'nin lideri olarak başbakan olarak göreve geldiğinde, Avustralya politikası kriz içindeydi. Ekonomide dalgalanma, iklim politikalarında sert çatışmalar, parti içi bölünme... Gillard bu ortamda ülkenin ilk kadın başbakanı oldu ve yine bir “cam uçurum” vakası yaşandı. Krizle özdeşleştirildi, başarıları gölgede kaldı, görev süresi boyunca medya saldırıları hiç bitmedi. Bir dipnot, kendisi bekar ve çocuksuz olduğu için görev süresi boyunca birçok cinsiyetçi saldırıya maruz kalmıştı. Daha sonra, parlamentoda yaptığı meşhur “misogyny speech” (kadın düşmanlığı konuşması), kavramın politik boyutunu dünyaya duyurdu. Bu konuşmasını şuradan izleyebilirsiniz.

Julia Gillard'i izlerken tüylerim diken diken oldu

Dilma Rousseff (Brezilya)

Rousseff, 2011’de Latin Amerika’nın en büyük ekonomisinin başına geçtiğinde, küresel kriz hala etkisini sürdürüyordu. Brezilya ekonomisi yavaşlıyordu, iç siyasette yolsuzluk skandalları patlak vermişti. Rousseff bu kriz döneminde ülkenin ilk kadın devlet başkanı oldu. Bugün pek çok akademisyen Rousseff’in görevden alınışını cam uçurumun Latin Amerika versiyonu olarak değerlendiriyor.

Türkiye'de de Durum Farklı Olmadı

Yakın tarihte gerçekleşen CEO atamaları için Türkiye'den akademik makalelerde cam uçurum benzetmesi yapan olmadı ama politika ve ekonomiden iki örneği biz getirebiliyoruz.

Sen bize neler ettin ya

Tansu Çiller

1990’ların Türkiye’si politik ve ekonomik krizlerle doluydu. Koalisyonlar çökmüş, enflasyon yükselmiş, siyaset güvensizlik içindeydi. Tam da bu dönemde, Türkiye ilk kadın başbakanını seçti: Tansu Çiller. Bir yandan “kadın liderlikle modernleşme” sembolü, diğer yandan çökmekte olan sistemi temsil eden sağcı figür. Görev süresi boyunca ekonomik kriz, siyasi kaos ve toplumsal güvensizlik iç içeydi. Yani Türkiye’nin de kendi cam uçurumu vardı. Açıkçası, Çiller'in başbakanlığı dönemi ve genel siyasi yaklaşımı için diyecek olumlu çok şey bulamıyoruz. Yine de kendisinin iktidara geldiği dönem, kadın liderliğin çoğu zaman istikrarın değil, istikrarsızlığın son aşamasında sahneye çıkmasına iyi bir örnek teşkil ediyor.

3o yıl sonra yine Türkiye'den: Hafize Gaye Erkan

Otuz yıl sonra, benzer bir tablo başka bir kurumda tekrarlandı. Bu kez sahne siyasetin değil, ekonominin kalbinde, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nda kuruldu. Ancak son yılların en kötü ekonomik krizinin olduğu tabloda siyasetin kalbi de para politikasında atıyordu. Ülke, yüksek enflasyon, düşük rezerv ve güven krizinin ortasındayken 2023 senesinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına ilk kez bir kadın atandı: Hafize Gaye Erkan.

Hafize Gaye Erkan göreve geldiğinde ilk çocuğu olan oğlu henüz 9 aylıktı


Para politikası yıllardır baskı altındaydı, ekonomik tablo belirsizdi. O tabloda
Erkan’ın görevi, bozulmuş sistemi onarmak ve aynı zamanda kadın liderliğin sembolü olmaktı. Ancak Saray'ın para politikasına doğrudan müdahalesi çok aşikardı, Merkez Bankası bağımsız değildi ve makroekonomik stratejinin temeli faiz kararları politik olarak alınıyordu. Erkan göreve gelmeden önceki yakın tarihte hiperenflasyon ve Türk Lirasının sert değer kaybetmesiyle birlikte ekonomi en dip zamanlarını yaşıyordu. Kısa süren görev süresi boyunca yoğun siyasi ve medya baskısı yaşadı, görevden alınması da sansasyonel oldu. Sonunda da tıpkı birçok cam uçurum örneğinde olduğu gibi, düşüşü sistemsel problemlerle alakalı olarak ele alınmadı ve şahsı ve ailesi magazinsel saldırılara maruz kaldı.

Kurtarıcı mı, Günah Keçisi mi?

İş dünyasında CEO, politikada başbakan. Kriz anında kadın çağrılır, işler düzelmezse suçlanır. Başarırsa “istisna”, başarısız olursa “kanıt” olur.

Sistemin dili değişse de refleksi aynı kalır:

Kadınlar genellikle sistemin en kırılgan anlarında sahneye çıkar, ve bu yüzden onların düşüşü, sistemin kendi hatasını görünmez kılar.
Günahsız bir keçi

Bu kavramın ironisi ise şu: Kadınların “empatik, uzlaştırıcı, kapsamlı ve farklı düşünen” yönleri, onları genel olarak bu roller için ideal gösteriyor. Ama kriz geçtiğinde, ya da daha sık olarak, başarısızlık kaçınılmaz olduğunda, aynı özellikler “yumuşaklık”, “kararsızlık”, “etkili liderlik eksikliği” olarak yorumlanıyor.

Kriz bitiyor, şirket yeniden yapılanıyor ve hemen koltuğa genellikle yeniden bir erkek geliyor. Yani kadın, sistemi onarıyor, sonra sistem tarafından sessizce kenara itiliyor.

Kadınların Cam Uçurumu Kabul Etme Sebebi

“Hayır” deme lüksü nadiren var. Kadın liderler için fırsatlar genellikle tek seferlik oluyor: “Bu rolü almazsam bir daha teklif gelmez,” diye düşünüyorlar. Yıllarca beklemiş, sırasını savmış, terfi şansı bulamamış kadınlar için bu teklif hatta “nihayet” duygusuyla gelir. Ama o teklif çoğu zaman bir teşekkür değil, bir yük transferidir.

Yaşamayana anlatmak da mümkün değil

Utah State University araştırmacıları Cook ve Glass (2014), "Cam tavanın üstünde: Kadınlar ve etnik azınlıklar ne zaman CEO olarak atanır?" makalelerinde, kadınlar ve az temsil edilen etnik grupların bu tür riskli liderlik pozisyonlarını kabul etme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü çoğu, benzer bir fırsatın tekrar karşılarına çıkmayacağını düşünüyor. Kısacası, “bu şans bir daha gelmez” hissi, kadınları sistemin en kırılgan noktalarına çekiyor.

Ne yazık ki bu pozisyonlar, başarıdan çok başarısızlıkla hatırlanıyor. Kurum kötü giderse, insanlar nedenleri değil, lideri suçluyor. Ryan ve Haslam’ın çalışması da bunu doğruluyor: Bir şirket ya da organizasyon başarısız olduğunda, gözler hemen yöneticiye çevriliyor ve o yönetici bir kadınsa, durum çoğu zaman “kadın liderliğin eksikleriyle” açıklanıyor.

Erkekler Neden Kabul Etmiyor?

Yapılan araştırmalar benzer şartlarda erkeklerin riskli teklifleri reddetme olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Erkekler Riskli Teklifleri Reddetmeye Daha Eğilimli

Yapılan çok sayıda deneysel ve anket temelli araştırma, erkeklerin kriz dönemlerinde sunulan liderlik pozisyonlarını reddetme olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Laboratuvar ortamında yapılan simülasyonlarda hem kadın hem erkek adaylara batmakta olan bir şirketi ya da ekibi yönetmeleri teklif edildiğinde:

  • Erkekler genellikle “hayır” dedi veya kabul etmeden önce daha iyi şartlar talep etti.
  • Kadınlar ise teklifi çok daha yüksek oranda kabul etti ve genellikle bunu “nadir bir fırsat” ya da “kendini kanıtlama şansı” olarak tanımladılar.

Bu fark, yetkinlikten değil, araştırmacılara göre fırsatların kıt olduğu algısı ve toplumsal beklentilerden kaynaklanıyor.

Erkeklerin başka planları var

Kadınlar Neden Kabul Ediyor, Erkekler Neden Reddediyor

  • Algılanan fırsat kıtlığı: Cook ve Glass'ın 2014 tarihli araştırmalarında, kadınların ve azınlık gruplarının benzer bir fırsatın yakın zamanda tekrar karşılarına çıkmayacağına inandıklarından bahsetmiştik.
  • Toplumsal baskı: Kadınlardan “yardımsever” olmaları, inisiyatif alıp sorunları çözmeleri bekleniyor. Bu tür teklifleri reddetmek, “işbirliğine kapalı” bir tutum olarak algılanabiliyor ve kadınlar bu role bürünmek istemiyorlar.
  • Risk algısı: Erkekler başarısız bir kurumu yönetmeyi itibar riski olarak görürken, kadınlar bunu aşılması gereken bir meydan okuma olarak yorumluyor.

Öte yandan erkeklerin bu tür teklifleri reddetmesi nadiren eleştirilir ve genellikle “stratejik bir tercih” olarak değerlendirilir.

İtibar Tuzağı

Ryan & Haslam, bu riskli atamalar başarısız olduğunda kadınların itibarının erkeklere kıyasla çok daha fazla zarar gördüğünü belirtiyor. Araştırmacılar, başarısızlığı dış koşullar yerine liderin “kadın” oluşuna bağlama eğiliminde oluyor. Erkek liderler söz konusu olduğunda ise başarısızlık genellikle “piyasa kötüydü”, “zamanlama yanlıştı” gibi dışsal nedenlerle açıklanıyor.

Kısacası:

Erkekler istikrarlı zemini bekleyebilir. Kadınlardan, zaten kırılmış olanı onarmaları beklenir ve başaramazlarsa da suçlanırlar.
AI tarafından oluşturulmuş bir kadın lider

Cam Uçurumdan Düşmemek İçin

Her ne kadar kadınlar kendilerini kanıtlamak için riskli görevleri kabul ediyorlarsa da sunulan riskin sistematik olduğunu kimse idrak etmiyor.

Özet olarak, kariyerinde bir kriz projesi devraldığında, “Bu fırsat mı, tuzak mı?” diye sormak gerek. Cam uçurum bazen “liderlik fırsatı” olarak paketleniyor, ama aslında sizi görünmez bir başarısızlık hikayesinin başrolüne yazıyor olabilir.

Kadınların bu durumda, görevi kabul etmeden, kendilerine stratejik olarak şu soruları sorması faydalı olabilir:

  • Bana bu görev neden şimdi veriliyor?
  • Bu pozisyonun başarısızlık geçmişi ne?
  • Bu pozisyondaki önceki liderler nasıl ayrıldı?
  • Yetkiyle mi geliyorum, yoksa sadece sorumlulukla mı?
  • Başarısızlık halinde, destek alacak mıyım yoksa günah keçisi mi ilan edileceğim?
  • Düşüş halinde, kim benimle birlikte darbe alacak?
  • Bu kriz, benim çözmem için mi yönetimi bana veriliyor, yoksa sadece üzerime mi yıkılacak?
Tayvan'ın başkanı Tsai Ing-wen, Yeni Zelanda'nın başbakanı Jacinda Ardern, the Alman şansölyesi Angela Merkel, Danimarka'nın başbakanı Mette Frederiksen ve Finlandiya'nın başbakanı Sanna Marin -- The Guardian'ın derlemesi

Kaldı ki, her ne kadar şartlar kötü ve riskler fazla olsa da kadınların, çok zor durulmarda yine de başarılı olduklarını biliyoruz. Zaten zirveye varan yol da keyifli bir patika yürüyüşü olmamıştı. Haliyle, kendini bu durumda bulduğunda, kadınların doğru güçlü liderlik vasıflarını göstermeye devam edip, medya ve alakalı kamuoyu ile eforları ve sonuçları açık bir şekilde paylaşarak sorumluluğun doğru yerlere atfedildiğinden emin olmaları yapılabilecek şeylerden bazıları.

Uçurumadan Önce Sisteme Bak

Ve, tabii ki, kurumların de kendi pratiklerini yeniden değerlendirmesi gerekiyor:

  • Kadın liderliği “kriz çözümü” değil, “norm” haline getirmek için ne yapıyoruz?

Birçok konu gibi kadın liderliği de kompleks bir durumdur ve tek bir açıdan okunamaz. Ancak, araştırmalar da göz önünde bulundurulduğunda, zirveye gelmiş bir kadın lidere sistem tarafından yüklenen olumsuz etkileri göz ardı etmemek gerekir. Araştırmalarla da kanıtlandığı üzere, kadın liderler üst pozisyonlara geldiklerinde genellikle kriz anlarında ve bir enkaz devralarak bunu yapıyorlar. Bu onları, çok daha riskli olan bir tablo ile karşılaştırıyor ve başarısızlık riskini artırıyor.

O yüzden çözüm, sadece kadınların “daha dikkatli olması” değil. Sistemin, kadınların liderliğini sürekli krizle değil, sürekli fırsatla ilişkilendirmeyi öğrenmesi gerekiyor. Kadınların liderliği “olağanüstü dönemlerle” değil, olağan dönemlerle özdeşleştiğinde, o zaman gerçekten eşit bir manzara göreceğiz.