Boomer Anne Babalarımız Yaşlandı
Millennial kuşağı, yaşlanan boomer ebeveynleriyle yeni bir döneme giriyor. Roller tersine dönerken, duygusal dengeyi korumak ve bağımsızlıkla bakım arasında köprü kurmak hiç bu kadar karmaşık olmamıştı.
“Ben hallederim” çağından “beraber bakalım mı” çağına
Bir zamanlar her şeyi bilen, arabayı da hayatı da süren onlardı. Şimdi direksiyon bizde, hem metaforik hem de gerçek anlamda. Boomer ebeveynlerimiz yaşlanıyor, bizse yavaş yavaş onların da hayatının sürücüsü olmaya başlıyoruz.
Bir zamanlar “paranı dikkatli harca” diyen annelerimiz, şimdi online dolandırıcılık mağduru olmamak için bize danışıyor. Babalarımızın “şu e-Devlet şifresi neydi” mesajı ise haftalık rutin haline geldi.
Yaşlanma herkes için zor ama boomer kuşağı için özellikle karmaşık: yıllarca bağımsızlık ve otoriteyle özdeşleşmiş bir nesil için “yardım istemek” hâlâ zayıflıkla eş anlamlı.

Kim Kimdir: Boomer Kime Denir
“Boomer” dediğimiz kuşak, 1946–1964 arası doğan, Batı'da 2. Dünya Savaşı sonrası ekonomik bollukla büyüyen nesil olarak bilinir. Türkiye’de bu grup çoğunlukla 70’ler ve 80’lerin yükselen orta sınıfına denk gelir.
Devlet kadrolarında ya da özel sektörde “bir işe gir, oradan emekli ol” modelinin hâlâ geçerli olduğu dönemde çalıştılar. Ev almak, bir işte uzun yıllar kalmak, bize göre erken gelen emeklilikte huzur bulmak gibi sabit değerlerle yetiştiler. Çoğu hâlâ “parayı elde tutmak” fikrine sıkı sıkıya bağlı, teknolojiden uzak ama hayatı mümkün olduğunca pratik yaşamaya çalışıyor.

Zira onların döneminde, evde tek maaşla üç çocuk okuturken ev almak hala mümkündü, kira maaşın üçte birini geçmiyordu, emeklikte ellerine geçen prim ve aylık emekli maaşı iyi bir güvenceydi.
Televizyonun eve girmesi, kadınların ilk defa istihdama katılması, darbe öncesi ülkedeki çatışmalar, uzun kuyruklar, 12 Eylül, köylerden şehirlere göçüş, Özal dönemi, sonrasında 90'lar ile birlikte refahın yavaş yavaş artışı… Hepsi onların yetişkinliğine denk geldi.
Bu yüzden boomer'lar Türkiye’de genellikle istikrar, çalışkanlık, muhafazakarlık ve tutumluluk kelimeleriyle anılır, ama aynı zamanda otoriter ebeveynlik ve “büyüklerin sözü dinlenir” anlayışıyla da.
🇹🇷 Türkiye’de Boomer ve Millennial Kuşakları – Kısa Özet
| Başlık | Boomer Kuşağı (1946–1964) | Millennial Kuşağı (1981–1996) |
|---|---|---|
| Yetişme Dönemi | 1970’ler–80’lerin istikrar, devlet memurluğu ve “tek maaşla geçinme” dönemi | 1990’lar–2000’lerin hızlı değişim, ekonomik kriz, küreselleşme ve dijitalleşme çağı |
| Ana Değerler | Çalışkanlık, tutumluluk, istikrar, otoriteye saygı | Özgünlük, esneklik, denge, duygusal farkındalık |
| Teknolojiyle İlişki | Sonradan tanıştı, “gerekli ama mesafeli” | Doğal uzantı gibi kullanıyor |
| Kariyer Anlayışı | “Bir işe gir, oradan emekli ol.” | “Sevdiğin işi yap, değişimden korkma.” |
| Para & Güvence | Gayrimenkul = başarı. Tasarruf öncelikli. | Deneyim = değer. Gelir akışları parçalı. |
| Ebeveynlik Stili | “Disiplin sevgidir.” | “Sevgi de disiplindir.” |
| Toplumsal Olaylar | 12 Eylül, Özal dönemi, ekonomik liberalizasyon | 2001 krizi, 2013 Gezi, pandemi sonrası belirsizlik |
| Görünmez Gerilim | “Bizim zamanımızda her şey daha zordu.” | “Sizin zamanınızda her şey biraz daha mümkündü.” |
Millennial'ların Şahit Olmadığı Ne Kaldı?
“Millennial”lar ise 1981–1996 arası doğan, 90’larda çocukluğu – 2000’lerde gençliği geçiren kuşak.
Ev sahibi olmanın artık bir mucizeye dönüştüğü, kariyerin sürekli evrim geçirdiği, globalleşmenin arttığı ve terapinin normalleştiği bir dünyada yetiştik. Kredi kartı, internet kafeler, ÖYS/ÖSS sınavı, 2001 krizi, ardından sosyal medyanın ve global markaların patlaması…

Bu neslin yetişirken bir ayağı ICQ ve MSN’de, diğeri “anneannenin aradığı sabit hat”taydı. Bu kuşak için Türkiye, hem imkânların ilk başlarda arttığı hem de kuralların değiştiği bir yerdi: özel üniversiteler, Erasmus gibi yurtdışı değişim programları, ama aynı zamanda işsizlik, politik belirsizlik ve aşırı tempo. Derin politik krizler ve hızlı fakirleşme yaşam kalitesinin büyüdüğünden çok farklı olduğu bir dünyayı onlar için oluşturdu. Yirmilerinde Avrupa'ya hafta sonu kaçamağı için bile çok rahat seyahat edebilirken şimdi vize alamıyor, alsa bile kariyerinde ilerlemiş olmasına ve daha fazla maaş kazanıyor olmasına rağmen euro 50TL olduğu için hayat da iyice pahalılaştığı için bir yere gidemiyor.
Kuşak Çatışması 2.0
Boomer’ların “güvenli iş” anlayışı, millennial’lar için “tükenmişlik riski”ne dönüştü. Onlar “sabret ve dişini sık” derken, biz “mağlubiyeti kabul edebilirsin, gitmeyi de bil” dedik.
Bu iki kuşak bugün aynı sofrada oturuyor. Biri yaşlanırken, diğeri yavaş yavaş bakım rolünü devralıyor.
“Anne, o ilaçları saatinde al lütfen.”
“Sen beni çocuk yerine mi koyuyorsun?”
Biz terapiden, sınır koymaktan ve duygusal farkındalıktan bahsederken, onlar hâlâ “üzülme geçer” dünyasından geliyor. Biz, “duygusal zekâ” ve “mental sağlık” kelimelerini doğal biçimde kullanıyoruz. Onlarsa “dertleşmek” derken bile içgüdüsel bir savunmaya geçiyor.

Boomer mantığı: “Şikayet etme, hallet.”
Millennial mantığı: “Konuş, paylaş, gerekirse yardım iste.”
Birbirimizi seviyoruz ama farklı dillerde konuşuyoruz. Ve bu dil farkı, bazen sevgiden çok sabır gerektiriyor.
Sandviç Nesli: Arada Kalanlar
Birçok millennial bugün hem kendi çocuğuna hem yaşlanan ebeveynine bakan bir “sandviç nesli” konumunda.
Kariyer, şehir hayatı, faturalar, ilişkiler, çocuklar derken bir de “babamın kalp ilaçları bitmiş mi” stresini sırtlanıyoruz.
Pandemiden sonra sağlık kaygısı daha da görünür oldu. Zoom toplantısında ekran paylaşırken, arka sekmede e-Nabız randevusu almak artık kimseye garip gelmiyor.

Peki Boomer'lar Ne Tip Sağlık Problemleriyle Karşılaşıyor, Sen Nasıl Hazırlanabilirsin?
Büyük resim: Yaş ilerledikçe tek bir sorundan ziyade eşzamanlı birkaç kronik durum (multimorbidite) görülmesi yaygın. En sık tablo, kalp-damar ve metabolik hastalıklar, kas-iskelet ağrıları/eklem sorunları, işitme-görme kaybı, solunum hastalıkları, ruh sağlığı ve bilişsel değişimlerin bir arada gelmesi.
Türkiye bağlamı: TÜİK verilerine göre dolaşım sistemi hastalıkları hâlâ başlıca ölüm nedeni, onu kanserler ve solunum yolları hastalıkları izliyor. Bu resim, boomer kuşağının sağlık önceliklerinde kalp-damar riskini ilk sıraya koymayı gerektiriyor.

1) Kalp-damar & Metabolik (Hipertansiyon, kolesterol, diyabet)
- Neden kritik: Kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği riskini artırır, diyabet eşlik ettiğinde damar ve böbrek hasarı hızlanabilir.
- Evde ne yapılır? Düzenli tansiyon takibi, hekimle belirlenen ilaç uyumu, hareket + beslenme planı ve sigara bırakma desteği. Türkiye’de yetişkinlerde hipertansiyon ve obezite yükü anlamlı, risk yönetimi yaşam boyu sürer.
2) Duyusal Değişimler (İşitme kaybı, katarakt/görme kusurları)
- Neden kritik: İşitme ve görme kaybı sosyal izolasyonu, sokakta kazaları, düşmeleri ve bilişsel gerilemeyi tetikleyebilir.
- Ne yapılır? İşitme testi ve göz muayenesi, gerektiğinde işitme cihazı ve göz operasyonu gibi çözümler. (İleri yaşta en yaygın durumlar arasında.)
3) Kas-iskelet & Ağrı (Osteoartrit, sırt-boyun ağrısı, kemik sağlığı)
- Neden kritik: Hareket kısıtlılığı, düşme riskinde artış.
- Ne yapılır? Düşük darbeli egzersiz (yürüme, su egzersizi), kuvvet-denge çalışmaları, ağrı için hekimin önerdiği ilaç veya fizyoterapi.

4) Solunum (KOAH vb.)
- Neden kritik: Özellikle geçmiş veya aktif tütün kullanımı olanlarda nefes darlığı, enfeksiyonlarla ağırlaşma.
- Ne yapılır? Tütün bırakma, aşılar (hekimin uygun gördüğü), solunum egzersizleri ve ilaç uyumu.
5) Ruh Sağlığı & Bilişsel Değişimler (Depresyon, demans)
- Neden kritik: Sosyal izolasyon, yorgunluk ve bakım yükü ile artabilir. Yaş, demans için en güçlü risk faktörüdür ama demans yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu değildir. Erken işaretleri (unutkanlık, yön bulmada zorlanma, günlük işleri organize edememe) ciddiye almak gerekir.
- Not: Dünya genelinde demansla yaşayan kişi sayısı milyonlarla ifade ediliyor, yeni vaka sayısı her yıl artıyor.
6) Düşmeler & Kırıklar
- Neden kritik: 65+ yaşta yaralanmaların başlıca nedeni düşmelerdir. Bir kez düşen kişinin yeniden düşme olasılığı artar. Ev içi düzenlemeler (halı-kablo, aydınlatma), denge-kuvvet egzersizleri ve görme/işitme düzeltmeleri koruyucudur.
- Küresel ölçekte düşmeler, ileri yaşta ciddi ölüm-yaralanma nedenidir. Risk 60+ yaşta belirgin yükselir.

Pratik: 10 Maddelik Koruyucu Liste
- Tansiyon, kan şekeri, lipid takibi → hekimin önerdiği aralıklarla kontrol. (Kalp-damar riskini yönetmek Türkiye’de istatistikler düşünüldüğünde öncelik olması gerekiyor.)
- Göz ve işitme muayenesi → işitme cihazı/göz tedavileri sosyal izolasyonu azaltır.
- Kuvvet + denge → haftalık düzen (ör. hızlı yürüyüş, merdiven, denge egzersizleri). Düşme riskini azaltır.
- İlaç listesi (polifarmasi) → tüm ilaç/supplement’leri tek listede tut, birbirleriyle etkileşimleri için hekime danış.
- Uyku & ağrı yönetimi → kronik ağrı ve kötü uyku bilişsel ve duygusal tabloyu etkiler. Bu noktada yaratılabilecek en ufak bir konfor bile diğer birçok şeyin yönetimini kolaylaştıracaktır.
- Aşılar → hekimin uygun gördüğü erişkin aşıları (ör. grip, zatürre) hakkında bilgi al, yıllık grip aşılarını takvime ekle.
- Beslenme → sebze-bakliyat-zeytinyağı ağırlıklı, tuz ve işlenmiş gıda kısıtlı olması önemli. Diyabette porsiyon ve ara öğün planı kurgulanmalı. Beslenme planı kesinlikle yakından takip edilmeli ve hekimlerin yönlendirdiği şekilde olmalı.
- Sosyal temas → haftalık sabit günlerde bazı sabit ritüeller, kulüp ve dernek faaliyetleri, komşu yürüyüşü, mahallede komşularla kahve gibi planlı etkinlikler kurgulanmalı.
- Zihin egzersizi → öğrenme (dil, enstrüman), hobi, gönüllülük, bulmaca çözmek gibi zihni çalıştıran pratikler teşvik edilmeli
- Ev güvenliği → kaydırmaz taban, iyi aydınlatma, banyo tutacağı, kablo-halı düzeni kurulmalı.

Millennial Bakıcılara Mini Kılavuz
Boomer ebeveyninize bakım ve sağlık yönetimi konularında destek oluyorsanız belki aşağıdaki örnekleri dikkate almak isteyebilirsiniz.
- Önce ilişki, sonra iş: İlişkinizi her zaman öncelikli tutun. Sağlıkları ile ilgili bir görevi yerine getirirken dahi, ilişkinizi pekiştirmenin yollarını arayın.
- Teknoloji sade olsun: Büyük yazı tipli telefon, tek ekranlı ilaç hatırlatıcı ve analog büyük düğmeli cihazlar.
- Raporlaştır: Bir sayfaya ilaç listesi + doktorlar + randevular yazılsın. Listenin sabit olanlarını buzdolabının üzerine yapıştırın. Ayrıca WhatsApp’ta sabit mesaj yapmayı da düşünebilirsin.
- Erken uyarıları not et: İştahsızlık, karakter değişiklikleri, sık unutma, açıklanamayan morarma ve düşme emarelerine dikkat et. Bunları hem not al, hem de sağlık danışmanlarına aktar.
- Sağlık danışmanları ile irtibatta ol: Doktorlarını sen de tanı ve onlarla iletişimde kal. Bazı randevularına birlikte gidebilirsiniz.
- Kendine de bak: Bakım veren tükenmişliği çok büyük bir gerçekliktir. Eğer ciddi yardıma ihtiyacı olan bir ebeveyninle ilgileniyorsan, kendine de çok dikkat etmelisin ve rutin olarak sosyalleşmeye çalışmalısın. Kendine haftalık destek çemberi kurmayı düşünebilirsin.

Peki Daha Ne Yapmalı?
Durumu romantize etmeden ama yumuşak bir şekilde yönetmek mümkün.
İşte birkaç pratik öneri:
- Saygıyı kaybetmeden rehberlik et.
“Ben hallederim” yerine “beraber bakalım mı?” demeyi deneyebilirsin. - Dijital okuryazarlıkta sabırlı ol.
Her “ben anlamıyorum” aslında “kendimi yetersiz hissediyorum” demektir. - Sağlık ve finans konularında sistem kur.
İlaç saatleri, doktor randevuları, banka işlemleri… Bunların sisteminin ne olabileceğine dair yukarıda örnek verdik ancak kişiye en uygun yöntemi sen bulabilirsin. - Duygusal sınır koy.
Onlara destek ol ama kendi hayatını da koru. Sürekli “bakıcı” rolünde kalmak tükenmişlik yaratır. - Anı biriktir.
Yaşlanma, kontrol kaybı kadar şefkati de pekiştirir. Birlikte kahkaha atmayı hatırlamak çok önemli.
Rollerin Yeniden Yazıldığı Bir Hikâye
Millennial-boomer ilişkisi artık klasik bir ebeveyn-çocuk hikâyesi değil. Biri teknolojiyle, diğeri deneyimle donanmış iki yetişkinin post-modern şehirli dünyasında ortak yaşamaya çalışma senaryosu. Bir tarafımız hız için bastırırken, diğer tarafımız sabırlı olmayı ve yavaşlamayı telkin ediyor. Ebeveyn-çocuk ilişkisinde artık yeni bir evreye geldiğin için sıkılırsan destek almayı ve birileri ile konuşmayı unutma.